10 Aralık 2014 Çarşamba

Eskişehirde üniversite kazanan bir kızın hikayesi(6)




Gelecek hayali veya kendini gelistirmek adina degil, Özgür her dogru isi bile cevresi tarafindan ovunmek icin yapardi. yine oyle oldu.. bahar donemi icin erasmus sinavina girmis ve kazanmisti, ve esin bunu su an duyuyordu. uzakliklar girecekti yine aralarina. tam da birlikteligin tadina yeni varmisken olacak is miydi bu. kafasinin icinde sinekler vizildiyordu sanki, ruya miydi yoksa ? gercekti. Özgür'ün elindeki pasaport kadar gercek.


'neden bana soylemedin..'
esin
özgür 'uzulecektin.. kesinlesmeden soylemek istemedim.'
aynisini esin yapsa, bir ay boyunca özgürden tribin allahini yerdi suphesiz.. sustu, gelecegi icindi ne de olsa oyle degil mi.. ikisinin istikbali icin... hem bir donemden ne cikar.. yillari devirmislerdi onlar ayri ayri.
sonraki birkac gun özgür'ün yurtdisindaki okuluyla bitmek bilmeyen yazismalari, konsolosluk onundeki kuyruklar, bir araya getirildikce eksilen belgelerle gecmisti... Esin, Özgür'ün isleri icin oylesine kosturuyordu ki, ivir zivir isler icin yaptigi harcamalar neticesinde cebinde karnini doyuracak harcligi kalmadigini farketti. alah allah bu iste bir gariplik mi vardi ? emekli memur babasi geldi o an aklina. onu en son gordugunde kizinin gozune bakamayan iri yari gorunuslu, iri yari kalpli adam.. agliyordu ona veda ederken. esin'in hic bir eksigi olmasin diye tekduze hayatlarinda gun yuzu gormemisti annesi ve babasi... tam emekli olup rahata kavustuk derken Eskişehir gibi bir yerde kiz evlat okutma derdine dusmuslerdi. şibayetciler miydi? soz konusu bile degil... ama esin, özgür icin maddi manevi bu yukumlulukleri tek kelime etmeden harfiyen yerine getiriyor olmasini sorguladi durdu... ve sonuc degismedi, abartiyordu, yine kendi kendini dolduruyordu. özgür onun ilk ve son askiydi, ailesiydi. her turlu fedakarliga degerdi. 'ah fesat ben..' diye icerledi.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi belirtin :

Start typing and press Enter to search