25 Eylül 2014 Perşembe

Bilinen İlk Filozoflar ve Neleri savundukları ;



(thales): "her şeyin kökeni sudur.", "her şey tanrılarla doludur."


(anaksimandros): üzerinde yaşadığımız dünyanın "belirsiz" bir şeyden çıkıp sonunda yine o şeye karışan pek çok dünyadan biri olduğunu savunmuştur.

(anaksimenes): "her şeyin kökeni havadır.", "ateş, incelmiş havadır.", "su, sıkışmış havadır.", "toprak, suyun daha da sıkışmış halidir."

(parmenides): var olan her şeyin ezelden beri var olduğuna inanmıştır. hiçbir şeyin yoktan var olamayacağını, var olan hiçbir şeyin de yok olamayacağını savunmuştur. değişikliği reddetmiş, her şeyin şu anda olandan başka bir şey haline gelemeyeceğini savunmuştur. duyulardan ziyade aklına güvenmiş, gördüğü değişimlerin duyuların bize yaptığı bir oyun olduğunu düşünmüştür. rasyonalizmin kurucularından sayılır.

(herakleitos): parmenides'in tam zıttı şekilde düşünmüştür. sürekli değişimi doğanın bir niteliği olarak saymıştır. "her şey akar." sözünün sahibidir. dünya'nın karşıtlıklar tarafından belirlendiğini savunmuştur. sağlığımızın kıymetini hastalıktan, tokluğun keyfinin açlıktan ileri geldiğini söylemiştir. "tanrı hem gece hem gündüzdür, hem savaş hem de barış, hem açlık hem de tokluktur." sözünün sahibidir. "tanrı" sözcüğü yerine çoğu zaman yunanca'da "akıl, mantık" anlamına gelen logos kelimesini kullanmıştır. doğa'da olup bitenleri yönlediren bir "dünya aklı, doğa yasası" olduğunu savunmuştur.

(empedokles): var olan her şeyin tek bir maddeden oluşmadığını söylemiş ilk filozoftur. hiçbir şeyin değişmediği konusunda parmenides'e katılmış; duyularımıza güvenmemiz konusunda ise herakleitos'a hak vermiştir. "4 element" düşüncesini ilk kez öne süren kişidir. doğa'da dört "kök" olduğunu savunmuştur; toprak, hava, ateş ve su. tüm maddelerin bu dört kökün farklı oranlardaki karışımından oluştuğunu ileri sürmüştür. "şeyleri birleştiren sevgidir, parçalayan ise çatışma." sözünün sahibidir. maddeleri nasıl gördüğümüz konusunda ise, gözümüzün de 4 elementten oluştuğunu ve gözümüzdeki toprağın, doğadaki toprağı algıladığını savunmuştur.

(anaksagoras): doğa'nın gözle görülemeyen çok küçük parçalardan oluştuğunu ileri sürmüştür. her şeyin daima biraz daha küçük parçaya bölünebileceğini ve en küçük parçada bilen her şeyden biraz olduğunu savunmuştur. bu parçalara "tohum" ya da "filiz" adını vermiştir. düzeni sağlayıp canlılığı ortaya çıkaran bir kuvvet tasarruf etmiş, buna da "ruh" ya da "akıl" (nous) adını vermiştir. güneş'i bir tanrı yerine "peloponisos adasından daha büyük ateşten bir kütle" olarak kabul ettiği için atina'dan ayrılmak zorunda kalmıştır. gökteki tüm cisimlerin yer ile aynı maddeden yapıldığını savunmuştur. ay'ın kendi parlamadığını, ışığını yerden aldığınu düşünmüştür.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi belirtin :

Start typing and press Enter to search