27 Eylül 2014 Cumartesi

Yağmurda ağlayan kadın(14)

    perdenin kenarlarından süzülen sabah ışıkları gözümü almaya başlamıştı bile. oturduğum yerde kimbilir bu kaçıncı sigaram. nagihan üzerini giymeye bile tenezzül etmeden yüzükoyun yatıyodu halen yatakta, imrenerek biraz da inceleyerek onu izliyodum. sanırım bu tek bacağı pikenin üstüne atma bebeklikten gelme bi alışkanlık. uyuyan kimi gördüysem böyle.

    bi tek ben yattığım şekilde üstüm hiç açılmadan uyuyan bi insanmıyım acaba. ulan tek özelliğimiz de bu amk. nagihanın nefes alış verişleri ritmini yitiriyodu arasıra. kim bilir ne görüyodu rüyasında. belkide benim ona veremediğim mutluluğu tadıyodur. kolunu yan taraftaki yastığa doğru atarak döndü şimdi. beyaz tenli göğsünün bi kısmı açılmıştı. size de öyle oluyo mu kadınların heryerini değilde sadece 10 santimlik tenini görünce daha fazla tahrik olma hissi. tahrik olmamıştım ama bu nagihan gerçekten çok estetik bi kadındı. 

enteresandır. bütün kadınların özellikle sırtına dikkat ederim tanıdığım sırtı en güzel kadındır diyebilirim.

yerimden doğruldum. belim de tutulmuştu. üzerime bişey alsammı diye düşünürken yürümeye başladım. mutfağa gittim. çay koydum ocağa. ısıtıcıyada suyu koyup prize taktım daha çabuk demlensin çay diye. çabuk demlenen çay daha mı tatlı oluyo yoksa insan uykusunda çayı özlediğinden sabah mı tatlı geliyor bu da garip.

saat 8 e geliyodu. uyanmadı daha bu kadın ya işimize geç kalıcaz heralde. uyandırmaya gitim ağzımda sönmeyen sigaramla. 

-nagihan uyan artık geç kalıyoruz.

uyku kırığı sesiyle (ki uykudan yeni uyanmış kadın sesi her zaman içimde muhteşem bi merhamet duygusu uyandırır.)

+ saat kaç

- 8 e geliyor

+ insan bi öperek uyandırır yaa

- öpmedim mi yeterince

+ aynı şey mi ya sende odunsun 

-hepimiz topraktan geldik be nagihan kalk hadi yoksa çok cazip gelmeye başlıyosun bende yatıcam

+gel o zaman 

-kalk kız hadi

     ellerini bana doğru uzattı kuvvet alarak kalkmak için. tuttum elinden ama beklediğim aksine o beni kendine çekmişti bi anda kontrolü kaybetmiştim. nefesini hissedecek kadar yakındım ona. dudaklarımız birleşti. bu kadının teninin sıcaklığı muhteşemdi. dudaklarının ıslaklığı içimde sıcaklık hissi uyandırmaya yetiyodu. çıplak belinden kavradım kucağıma aldım. dudaklarını ayırmak istemiyodu kendimi geri çektikçe daha fazla üzerime geliyodu. kucağımda çıplak bedenini banyoya doğru götürdüm. lavabonun önünde bıraktım yere. dudaklarımı bi hamlede kurtardım dudaklarının sıcaklığından. 

- hadi bakalım hazırlanmaya burdan başlayabilirsin. dolapta temiz havlular var zaten biliyosun işte çabuk olursan çay bile içebilirsin.

+ uyuzsun…

- biliyorum


       çay dolu bardağıma kavuşmak isteğiyle. çayımı sigaramı içerken duş sırası bekliyodum artık. çünkü biliyodum ki nagihanın hazırlanmasına nerden baksan bi saat sürer. nagihan 20 dk sonra banyodan çıktı. göğsünden aşağı doğru sarkarak sardığı havlusundan taşan omuzlarındaki berrak su damlaları sırtına ve göğsüne doğru süzülürken izlemek de büyük haz. kadın vücudundaki estetik belkide dünyanın tüm estetik mimari çizimlerine ilham veren ince çizgilerden oluşuyodu ve ışık, su gibi doğallıklar bu estetiği her zaman perçinlemeye yetiyodu.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi belirtin :

Start typing and press Enter to search